Sektördeki engin tecrübesini, 1999 yılında İstanbul Vinç?i kurmakta ve bu firmasıyla sektöre yön verip sektörün önünü açmakta kullanan İstanbul Vinç Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bilgin, hiç kuşku yok ki, Vinç ve Platform sektöründe Türkiye?nin en önemli kiralama şirketinin birini yönetiyor aynı zamanda sektörün en büyük oyuncusu olarak pazarı da yönlendiriyor. Mustafa Bilgin?le firması, sektörü ve başarıları hakkında konuştuk.
Öncelikle bize kendinizi birazcık da olsa tanıtır mısınız?
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. Uzun yıllar Türkiye?nin güzide firmalarından, bir taahhüt şirketi olan ALARKO firmasında Lojistik müdürü olarak çalıştım. ALARKO?da çalıştığım bu süreç içerisinde, özellikle yurtdışı iş hayatına dair tecrübeler edindim. Yine bu firmada son beş yılım Rusya?da geçti. Rusya?da çalıştığım süre içinde de, makine ve ekipman kiralamalarını, alımlarımızı Finlandiya ve Avrupa?dan yapardık. Bu, bana kiralama sektöründe oldukça köklü tecrübeler kazandırdı.
Firmanızın kuruluş sürecini öğrenebilir miyiz?
Aslında biz bu işe 80?li yılların sonunda girdik. Bir arkadaşımla Teknik Vinç diye bir firma kurmuştuk o dönemler. Daha sonra İkitelli?de 1999 yılında kendi firmam olan İstanbul Vinç?i kurdum.
o dönemki ürün gamınızdan ve daha sonraki firmanızın gelişim süreçlerinden bahseder misiniz?
Ürün gamı olarak bizde de o dönem piyasadaki gibi çok eski, dökük kamyon üstü vinçler vardı. Ama o makinaların arasında bir makine vardı, bom uzunluğu çok yüksekti. Bom?u o kadar uzun olan bir makine hemen hemen piyasada yoktu. Biz onun ucuna sepet takarak çok değişik işler yapıyorduk. O, bizi sepetli vince yönlendirdi. Tabi bu yönlenmemizde, benim yurt dışında okuduğum, takip ettiğim sektörel yayınlardan gördüğüm makinaların da etkisi büyüktür. Bu yayınlardan gördüğüm makinalar ülkemizde olmadığı için kafamızda oldukça yer etti. ?Bunlar Türkiye?de de kullanılacak? dedik ve bu işe başlama kararı aldık. Yerli üreticilere araç üstü platform yaptırmaya başladık. Piyasada bulunmayan kırk metre uzunluğunda ki ilk makinamızı BİSAN firmasına yaptırdık. Çok ilginçtir bu ilk makinamızın klasına yaklaşan makinalar şimdi daha yeni yeni yapılıyor. O makine, bizi platform sektöründe çok iyi yerlere getirdi. Artık hedefimiz belliydi, Türkiye?nin en büyük platform hipermarketini kuracaktık. Bunun için öncelikle kendinden yürüyüşlü araçlar sınıfına giren makaslı platformlar, örümcek platformlar, eklemli platfromlar ve alüminyum çalışma platformları ile yatırımlarımıza başladık. Bütün makaslı platformlarımız Avrupa?nın gözde markalarından ve İş güvenliği açısından da Avrupa birliği normları ile uyumlu. Daha sonra baktık yurtdışında örümcek platformlar oldukça yaygın bir kullanıma sahip. Şuan Türkiye?de örümcekli platform kiralamasını yapan ve bu konuda uzman tek kiralama şirketi biziz ve bu konuda Türkiye?nin en iyisiyiz. Örümcek platform olarak Türkiye?de en geniş makine parkına sahibiz. Bu kategoride Yedisi sepetli, ikisi vinç olmak üzere dokuz tane makinamız var. Bizim dışımızdaki firmalarda benim bildiğim en fazla üç veya dört örümcek platform var. Şimdi İkitelli Deposite?de 600 metrakarelik bir alanda ofisimiz mevcut ayrıca İkitelli?de Köyiçi?nde servis departmanımız var. Teknik servis konusunda da epey yol aldık. Ayrıca İstanbul Vinç Gurup bünyesinde satış faaliyetlerimizi Tower Rent adlı firmamız ile yürütüyoruz. Tower Rent kanalı ile Avrupa?nın en büyük platform yedek parça tedarikçisi IPS?in Türkiye distribütörlüğünü yapıyoruz. Ve elimizde çok büyük stoklar oluştu. Bünyemizde platform sektörünün yan sanayisini oluşturacak olan tedarik oluşuyor. Elimizde hemen hemen 100.000 Euro?luk yedek parça var. Platform kiralamacıları ve son kullanıcılar bizim potansiyel müşterilerimiz.
Sektörde bir duayen firma olarak Türkiye?de kiralama sektöründe Pazar payınız nedir?
- Şöyle söyleyeyim; biz makine parkı sayısı olarak İkinci ya da üçüncü sıradayızdır. Ama toplam makine değeri olarak tahmin ederim, ya birinci ya ikinciyizdir. Bir de biz araç üstü platformlarda çok kuvvetliyiz. Araç üstü kiralama şirketlerinde Türkiye?nin birincisiyiz diyebilirim rahatlıkla. Gerçekten de önde giden ve taklit edilen bir firmayız. 6 şubemiz var, bir de merkezimiz var. Ankara, Bursa, İzmir, Çerkezköy, Adana, Antep?te şubelerimiz var. Mesela biz Bursa?ya gittiğimizde platform diye bir şey yoktu. Biz buna öncülük yaptık o şehirde. İki üç sene içinde rakiplerimiz de yapmaya başladı. Her gittiğimiz şehirde de bu durum yaşanmakta.
Ülkemizde kanayan bir yara olan ?İş Güvenliği? konusunda neler söylersiniz?
- Dokuz veya on senedir her Pazartesi sabahı saat yedi çeyrekle sekiz buçuk arası bir eğitim saatimiz var. Biz bunu şimdiye dek Ramazan ya da tatil günleri dışında hiç aksatmadık
Bu seminerlerde biz emniyet konusunu önemli ölçüde, defalarca işleyerek anlatıyoruz. Mesela sekiz veya on tane kaza türü var. Elektrik çarpması veya aracı kurarken yapılan yanlışlıklar vs. vs? Toplasanız sekiz - on tane nedenden kaza olur. Siz bunları defalarca anlatırsınız eğitimlerde ama sonunda yine bu konularda sorun çıkar. Bir defa bizim kültür olarak bir eksikliğimiz var. ?Yahu boşver? der adam sonunda, ondan olur. Bir söz var; ?Bizim iş kahramanlığa gelmiyor? denir. Bizim vinç sektöründe ?kahramanlık? olmaz, ?kurallara uymak? olur, ?eğitim? olur. Sorun çıkarsa operatörlerin eğitim seviyesinin eksik olmasından çıkar. Bunu küçümsemek için söylemiyorum ama bu bir gerçek. Operatör dediğimiz kişiler genellikle şoförlükten geliyor. Elinde bir ehliyet var, geliyor, ben şoförlük yaparım diyor, siz de o adamı alıyorsunuz, eğitiyorsunuz, operatör olarak yetiştiriyorsunuz. Çünkü Türkiye?de operatörlük eğitimi veren bir okul vs. yok. Olması gerekiyor. Devletin iyi bir teşvikle bu konuya eğilmesi, anlatması lazım. Benim tahminim, bu teşviklerin bir kısmı zaten vardır ama çoğu çalışan veya firma bilmiyor. Bunu ileri götürmek lazım. Vinç imalatçıları eleman bulmakta sıkıntı çekiyorlar. Devlet diyecek ki mesela ?Sen şu kadar adamı sadece eğitim için alacaksın. Ben bunun sigortasını almayacağım, kredi desteği vereceğim?. Bugüne dek bütün operatörlerimi ben alıp yetiştiriyorum, diğer firmalar benden çalıyor. Piyasada böyle bir gelenek oluşmuş durumda. Çünkü yetişmiş operatör yeteri kadar yok. Devletin bu konuya el atması lazım. En büyük sorunlarımızdan biri deneyimli, yetişmiş operatördür. Bu sorun çözülürse kaza sorunu da çözülür. Çünkü kazayı yapan operatör sonuçta. Makinalardan da kaynaklı sorunlar olabilir tabi ki. Mesela adam aracının ayaklarını tam açmadığı için fuar alanında devrilmiş makina. Avrupa?daki herhangi bir firmanın makinası öyle çalışabilir mi? Hayır. Her şeyden önce makina herhangi bir olumsuz durumda kendini kitler. Onların kullandığı emniyet sistemleri buna izin vermez. Tabii son iki üç senedir çeşitli firmalar, belli güvenlik sertifikalarının olmasına önem veriyorlar. Ama burada da iş kâğıtta kalabiliyor. Yani kağıt tamamsa, emniyet tamam. Öyle bir şey yok. Örneğin Rusya?da her bareti giyemezsiniz. Baretin bir sertifikası olması lazım. Kaynak. Taşıma Kaldırma